Korkunç bir cinayete kurban Nurhan Ör’ün kardeşi Han Halı’nın CEO’su Erhan Ör’ün eşi yazar Dr. Çiğdem Bayraktar Ör’den yürek burkan bir paylaşım geldi. Dr. Çiğdem Bayraktar Ör, Nurhan Ör’ün kendi katiline elleriyle balık yedirdiğini söyledi
Körfez Hereke’de halı firması sahibi olan Nurhan Ör, 7 Kasım’da ortadan kaybolmuş ve kendisinden bir türlü haber alınamamıştı. Ailesinin kayıp başvurusu üzerine başlatılan soruşturma kapsamında aracı ve cep telefonu bulunmuş ancak Nurhan Ör’e ait bir iz bulunamamıştı. Soruşturmayı sürdüren ekipler ise korkunç bir cinayeti ortaya çıkarmıştı. Ünlü halıcı Nurhan Ör’ün çocukluk arkadaşı tarafından öldürüldüğü, sonrasında ise Kartepe’ye getirilerek asitle bedeninin yok edildiği belirlenmişti.
6 KİŞİ TUTUKLANMIŞTI
Korkunç cinayetin ardından polisler eş zamanlı baskınlar gerçekleştirmişti. Cinayeti işlediğini itiraf eden Nurhan Ör’ün çocukluk arkadaşı ile birlikte 7 kişi gözaltına alınmıştı. İşlemlerinin ardından 6 şüpheli tutuklanırken, bir kişi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Cinayetin ardından ise şüphelilerin ifadesinde cansız bedeni asitle eritip yok ettikleri belirlenmişti. 2 çocuk babası Nurhan Ör’ün korkunç bir cinayete kurban gitmesi kentte büyük üzüntü yaratmıştı.
KAYINBİRADERİNİ ANLATTI
Geçtiğimiz hafta ise Ör ailesi korkunç bir cinayete kurban giden Nurhan Ör için Hereke’de gıyabi cenaze namazı kılınmıştı. Cenazeye katılanlar gözyaşlarına hakim olamamıştı. Bugün cinayete kurban Nurhan Ör’ün kardeşi Han Halı’nın CEO’su Erhan Ör’ün eşi yazar Dr. Çiğdem Bayraktar Ör, yaşadığı üzüntüyü sosyal medya hesabından paylaştı. Nurhan Ör’ün gülerken bir fotoğrafını paylaşan Dr. Çiğdem Bayraktar Ör, onu katlettiler diyerek yaşadığı üzüntüyü şu kelimelerle anlattı;
EN GÜZEL GÜNLERİN BÜYÜK ORTAĞIYDI
“Böyle güzel bakan, böyle içten gülümseyen bu harika adam benim ağabeyimdi. Katlettiler onu. Benim canım kayınbiraderimi. Onu öyle çok severdim ki… İlk bebeğimin müjdesini onun kulağına fısıldadım. Hatırladığım en güzel günlerin büyük ortağıydı. Akşam masada kaç kadın oturuyorsa o kadar gül getirirdi yemeğe yanında. Gülünce kocaman gülerdi. Herkesin çok sevdiği, herkesin kardeşi bildiği Nurhan Ör. Katlettiler onu. Hem de çocukluk arkadaşları… Çocukluk anılarından çıkıp gelen, yıllardır görmediği aşağılıklar altı ay içinde hayatına girmeyi başarmış, güzel kalpli Nurhan’ımızı insan olduklarına inandırmışlardı.
DOĞALGAZ PARAALRIIN ÖDÜYORDU, BALIK YEDİRİYORDU…
Oysa değillerdi. Korkunç bir planla yok ettiler onu. Bir parça kefeni ondan, mezar taşını çocuklarından, bizden esirgediler. Oysa evini vermişti o aşağılık mahluka, oda vermişti işsiz diye işyerinde; yardım ediyordu, doğalgazını ödüyordu, öğlenleri balık yediriyordu elleriyle caniye. Ve daha fazlası için en acımasız, en hunharca biçimde katlettiler Nurhan ağabeyimi. Bizim güzel kardeşimizi. İnsan “çocukluk arkadaşına” güvenemeyecekse bitmişiz biz. Nitekim; bittik biz. En ağır cezalar bile yetmeyecek yüreğimizi serinletmeye. Bizim acımızla canı yanan herkesin duasını üzerimizde hissetsek de… Hukuk ve adalet, adalet ve hukuk tek tesellimiz olacak Nurhan’ımızı geri getiremeyecekse de.”